… EGE NOTLARI …

2020 Senesi hepimizin hayatına olağandışı bir yıl olarak girdi , hatta bitmek üzere ama halen acaba şu son ayda başka ne gibi ( iyi yada kötü ) sürprizlerle gelecek diye merak ettirmiyor değil. Sürprizler derken aslında bu kelime sihirli ve nedense duyulduğu anda insanın aklına hep güzel şeyler getiriyor, lakin nasıl ki hayat her an bize olumlu yüzünü göstermiyorsa sürprizler de her zaman olumlu olmayabiliyor.

Dedik ya hayat işte umutta her zaman içinde mevcut ve umudumuz aslında tek dayanağımız , bir de hayallerimiz tabii J Her ne kadar yurtdışı gezgini de olsam şu süreçte en sevdiğim yerlerden biri olan Altınoluk / Balıkesir ‘de yaşıyorum hem de Mart ayından beri , sanırım artık buranın yerlisiyim . Gerçi hiç bir zaman yabancısı olmadım buraların … İstanbul’da hayatımın büyük kısmını geçirmiş de olsam Nüfus olarak Balıkesir’liyim. O nedenle aslında buraların yabancısı değilim …

2020 yılına burada girdim,  yani 2019 Yılbaşı gününü burada geçirdim , ve sizinle bir sırrımı paylaşayım , 2020 senesine girerken - buradayken - dileğim burada hep uzun süre yaşamaktı ve aynen şöyle dilemiştim “ Keşke bir şey olsa da şirket evden çalışmaya geçse bende burada çalışsam yaşasam…” demiştim. Tabii ki hastalık gibi kötü bir durum sebebiyle olmasını istememiştim. Bazen dileklerim gerçekleşiyor ama ya zamanlaması yada ortamında bir sıkıntı oluveriyor. Bu da böyle oldu ama sonuca bakacak olursak gerçekleşen bir dilek var ortada …  Sakın ha beni bu pandemiden sorumlu tutmayın benimki kendi hayatım için ufak bir lokasyon değişikliğiydi sadece , böyle dünyayı etkileyeceğini bilemezdim ya ! J

Şaka bir yana şu an için hayatımdan çok mutluyum ve memnunum… Evimden ağaçları Kazdağları’nı görerek zevkle çalışıyorum , bazen öğle araları ama çoğunlukla mesai bitimi ve haftasonları deniz görebiliyor yaşadığımı hissedip hayatta olduğum için sevdiklerim yanımda ve en önemlisi sağlıklı olduğumuz için her günüme şükrediyorum. Geceleri uykudan önce mutlaka yıldızlarla selamlaşıp ve yine şükredip uykuya geçiyorum … Kısacası burda çok huzurlu ve mutluyum…

Zaman zaman farklı ülkeleri , kültürleri de özlemiyor değilim ama günlerimi burada oksijenle ve mutlulukla geçirmeye odaklıyım .

Bugünlerde ordan oraya pek gezemesem de eski bilgilerimle yeni keşiflerimi bir araya getirerek sizlere de aktarmaya çalışacağım … Hazırsanız başlıyorum J

Yazının başlığını Ege Notları olarak attım ancak Balıkesir’I anlatacağım daha doğrusu Balıkesir’in Ege’de yer alan kıyılarını anlatacağım özellikle de Altınoluk ve Çanakkale’ye bağlı olan Küçükkuyu tarafını . Buralar benim için çok özel çünkü doğa anlamında çok büyük bağımın olduğu Kazdağları eteğinde ve denize aşık biri olarak denizinin temizliği . Kendimi denizden ve doğadan uzak düşünemiyorum, uzak kaldığımda adeta ruhum sıkışıyor ama denizi gördüğüm an tüm enerjim yenileniyor negatif enerjim sıfırlanıyor.

Bu bölgenin en büyük özelliği topraklarının mitolojik çağlarda adının geçmesi ve mitolojik veya tarihi izlerin her an karşınıza çıkabilecek olması. Kazdağları – İda Dağı tam tamına benim için mitoloji , Zeus ,Afrodit demek .

Çanakkale iline bağlı olan Küçükkuyu ( Ayvacık ilçesi )’da yer alan Adatepe deniz seviyesinden yüksek taş evlerle dolu olan bir köy , köye adım attığınız anda kendinizi taş evlerle çevrili bir masal diyarında gibi hissedebilirsiniz. Adatepe’ye vardığınızda bence ilk olarak sihirli bir yer olan ve nefis bir Ege Denizi manzarasıyla size karşılayacak belki de ödüllendirecek olan Zeus Altarı’na gitmenizi tavsiye ediyorum , Zeus Altarı’na gitmeniz için Adatepe Köyü’nden sanıyorum ki yaklaşık 900 metre uzunluğunda muhteşem çam ağaçlarıyla kaplı bir dağ yolunda yürümeniz gerekiyor.

Bu nedenle manzara yolun sonunda ki ödülü oluyor. Zeus Altarı işte bu aşağıdaki fotoğraf J 

 Bu aşağıdaki fotoğraf ise ödülümüz J Körfez manzarası… Ve ben =)

Benden size tavsiye güneş batışını izlemeye gidebilirsiniz ancak güneş tepenin biraz sağında batıyor ancak yine de harika zaman geçiriyorsunuz J

Tepeden geri yine yürüyerek indiğinizde haliyle yorgun hissedebilirsiniz ve merkezde muhteşem mekanlardan birinde ünlü olan otlu dondurma ile serinleyebilirsiniz.

Adatepe sokaklarında kendinizi masal diyarında gibi hissedebilir her köşede fotoğrafınız olsun isteyebilirsiniz. Ayrıca bu köy yakın yöre gelin – damatlarının da favori fotoğraf yeridir.

Ben de her sokağına ayrı bayılıyorum bunun gibi bir çok fotoğrafım var. 😊

                E bu kadar sokakları tırmanıp gezdikten sonra acıkmış olabilirsiniz yemek için de benim favori mekanımı tavsiye etmeden geçemem , Adatepe Margu Restaurant ( http://margu.com.tr/ ) mutlaka burada bir nefes almalı şahane manzaranın ve muhteşem yemeklerin tadını çıkarmalısınız. Restauranttan bir kareyi aşağıda paylaşıyorum 😊

                Adatepe dönüşünde gezebileceğiniz bir diğer yer ise Zeytinyağı Müzesi, tam Adatepe yolunun karşısında kalıyor Küçükkuyu’da. Aklınızda olsun J

                Zeytinyağı Müzesi'ne ait bir kaç fotoğraf paylaşıyorum , bu müzeyi ücretsiz ziyaret edebilirsiniz.

                Bir diğer köy ise benim favorim Yeşilyurt. Yeşilyurt’ta aynı şekilde taş evlerle çevrili dağda kalan bir köy . Küçük bir meydanı , köy kahvesi ve şirin güzel butik otelleriyle ünlü bir köy.

Ben buradayken her bunaldığımda yada kendime özel zaman ayırdığımda soluğu bu köyde alırım , dolaşıp geri gelirim . Bu köye ait bir fotoğraf da aşağıda paylaşayım.

                Yeşilyurt’ta muhteşem güzelliğiyle sizleri köy meydanıyla karşılıyor , burada da bir çok güzel taş ev ve muhteşem sokaklar mevcut. Meydanda yer alan kahvede mulaka nefes almalısınız.

                Burada da sizlere önerebileceğim çok şirin bir vafe mevcut , Kakule Café ( https://kakule-cafe.business.site/ ) Buranın da yemekleri harikadır ! Özellikle burada tatlıları tatmanızı ve kahvenizi şirin fincanlarda içmenizi tavsiye ediyorum 😊

                Şimdilik bu yazının sonunu getiriyorum , ama devamı elbette gelecek çünkü halen buradayım ve yazacak çok şeyim var !

                Bir sonra ki yazıma kadar umutla ve sağlıkla kalın !...